Kazak folklorundaki Korkut anlayışı

Kazak folklorundaki Korkut anlayışı
Korkutla alakalı Kazak hikaye ve efsaneleri, dünya genelinde özellikle doğuda oldukça yaygın bir şekilde anlatılan hadiselerden meydana gelir. Bu hadiselerin en bilinenlerindenbiri; insanla ecelin mücadelesiyle alakalıdır. Söz gelimi:korkut bir gir  gece rüyasında mezar kazan insanları görür, onlardan mezarınkendisi için kazdıklarını öğrenir. Uyandıktan sonra ölümden kaçıp kurtulmak ister, dünyanın dört bir yanını gezer. Ancak gittiği her yerde kendisine mezar kazan kişileri görür. Ecelden kaçamayacağını anlayan Korkut, yeryüzünün merkezi Seyhun’a (Sırderiya’ya), yani kendi mekanına geri döner.  Ecel, aniden gelmesin diye de, nehrin ortasına kilim döşeyip, kendi imalatı olan kobızı çalarak yaşamaya devam eder. Bir günü yorgunluktan halsiz ve bitkin düşer. İşte o an ecel yılan suretinde gelip, onu sokarak öldürür.
Bu olay çok eski zamanda meydana gelmiştir.  Halen en eski destan olarak kabul edilen ‘‘İlyda ve Odesa’’dan bile bin beş yüz yıl daha büyük olan ‘‘Gılgamış’’ destanında felsefi anlamda ölüm ve yaşamın mücadelesi, insanın ecelden kurtuluşu şeklinde çok güzel hikaye edilmiştir.
Orta Çağ feodelizminde insanın ecelle mücadelesini konu alan kalın kalın edebi eserler yazıldı. Mesela ‘‘Balavarın dahiliği’’ adlı eserin Arap, Yunan ve Gürcü versiyonları (1) ve yine İskender Zulkarneyn’in ölümsüzlük suyunu aramasını konu alan doğu halklarının eserleri (2) bunlardan bazılarıdır.
Bu eserlerde eski hadiseler çok farklı işlenmiştir. Çünkü zamanın ideolojisinin ve estetik anlayışının ön plana çıktığı görülür. Fakat kahramanları yazarın yada halkın ideal ve acımasızlık anlayışına uygun biçinde şekillendirildiği için bu eserler geniş halk kitlelerince beğeniyle kabullenildi. Böylelikle bir çok folklorik yeni eserler, yani hikayeler, efsaneler, masallar meydana geldi. Kazaklarda da bu türden eserler oluştu.
Mesela, İskenderin ölümsüzlük suyunu aramasıyla alakalı hadiseyi anlatan kitabi ve folklorik hikayeler halk arasında yaygın bir şekilde bilinmekteydi. Gerçekten de bu hikayelerin içerik ve semantik (anlam bilimi) bakımından ecelle mücadele eden Korkut’la alakalı efsanelerden farklı olduğunu görürüz. Ölümsüzlük suyunu aramaya çıkıp Zalimliğe varan iskender hakkındaki hikayeler sanatsal değeri gelişmiş janrlar arasına girer. İdeolojik ve estetik anlamda hizmet eder. Bu nedenle bazı araştırmacılar bu türden eserleri novella türündeki masal ile ibretli masal nüshası kabul eder (3). 
Ölümden kaçan Korkut’la alakalı menkıbelere gelecek olursak, semantik anlamı, içeriği ve hadiselerin kompozisyonunun kurgulanışı açısından bakıldığında, sanatsal anlamda edebi eserler olduğunu söyleyemeyiz. Çok geç kağıda geçirilmesine rağmen ilk çağdaki kavimlere has mifolojik düşünce anlayışının izlerini görürüz. Tam söylemek gerekirse, Şaman’ın ve Totem’in, Ata’nın, zararlı cinin canını başka alemlere aramaya gittiği sefer, yine gökyüzünü gezmesiyle alakalı eski miftik izeleri açıkça sezilmektedir (4).
Bu iddiamı kuvvetlendirecek bir şeyde, sonraki zamanların eserlerinde de sıkça görülen dünyanın oluşumuyla alakalı mitolojik anlayışların işaretleri ve arkaik mitteki yaratıcı (üretken) kahramanların bazı özelliklerini toplayan Korkut’un kendi karekteridir.
Kazak menkıbelerinde Korkut, mitolojideki Şaman ve Nefit gibi, dünyanın dört bir yanını gezerek, sonunda eski mekanına, Sırdereriya’nın kıyısına geri döner. Fakat bu seyahat başka nedenlere bağlı olarak yapılır: Ölümden kurtulmak için. Bu sebep sonraki devir insanlarının ölüm ve yaşam anlayışının temelinde oluşmuştur. İlk çağ insanları ölümü insanın başka alemdeki ömrü, yani bu hayatın devamı diye kabul etmekteydiler. Sonraki zaman insanları ise, ölümün bu dünyadaki hayatn devamı olmadığını sezmeye başlamalarıyla birlikte bu anlayışını folklora girdirmeye başlamışlardır. Daha sonraki zamanlarda ise, insanın ölümsüzlüğün çaresini arayıp yer yüzünü gezmesi; tanrıya, hüdaya karşı gelmek olarak algılanmıştır. Bu anlayışı kölelik ve feodallık folklorlardan görebiliriz. Kazak folklorındaki Korkut’un seyahati; kölelik devir efsanelerinden ve feodallık masallarından da eskiye yani arkaik devrin mitolojik anlayışndan sonraki satıya ve ondan sonraki devirlerin folklorına götüren aşamadır.
Kazak menkıbelerinde Korkut ölümden kaçıp, bütün gökyüzünü gezer. Bu konuda ilk yazıya geçirilen metinde şöyle yazılmaktadır: ‘‘Rüyasndan ürperen Horhut ecelden kurtulmak için ertesi günü dünyanın ikinci yakasına göçer. Burada o aynı rüyayı yeniden görür. Sabahın oluşuyla birlikte yeniden yollara düşer. Kısacası, evliya böylece rüyasından ürpererek, dünyanın dört bir yanını gezer. Ne yapacağını şaşıran Korkut, yer yüzünün tam ortasına varmak ister. Söylendi; bitti. Yer yüzünün tam ortası Sırderiya’nın kıyısıymış, şimdiki Korkut’un mezarının bulunduğu yerdeymiş (5)’’.
1899 ylı yaynlanan hikayede bu durum şöyle anlatılmaktadır: ‘‘Horhut erken jelmayasına (devesine) binerek dünyann bir köşesine; batıya (Magrif – Kuzey Afrika’ya -) seyahat eder. Buradaki ümidi ölümden kurtulmaktır. Horhut jelmayasını döndererek, dünyanın başka bir köşesine güneye sürer.  … Horhut jelmayasın dünyanın başka bir köşesine; doğuya sürer. … Oradan da dünyanın başka bir köşesine kuzeye sürer. Burada da kendisine mezar kazan kişiyle karşılaşır.
Bu arada O’na yukrıdan bir haber gelir: ‘‘Geri dön, ahmak, ilk geldiğin yere geri dön. Git benden kurtulmak istiyorsan eğer! Orada ebediyen huzur bulacaksın! Senin kendi mekanın; yeryüzünün tam ortası, başka mekanlardan ziyade orası senin için daha iyidir…’’
Böylece Horhut kendi mekanına, Sırderiya’nın kıyısına dönmeye mecbur kalır. Orada Azrail’e kendi isteğiyle canını teslim eder.’’ (6)
Bizlere malum olan bütün kaynaklarda hadise şöyledir:Korkut ölümden kaçıp, dünyann dört bir yanını gezer. Fakat kurtulamayacağını anladıktan sonra yeryüzünün tam ortasına Sırderiya’nın kıyısına geri döner (7)
 İşte, dünyanın dört bir yanını gezme, yeryüzünün ortasının olması, buranın Sırderiya’nın kıyısında olması, kahramanın yeryüzünün ortasına gelmesi ve Sırderiya’da huzur bulması, suyun ortasında uzun yıllar yaşaması, O’nun ilk kobızı yapışı, ezgi çalması; bütün bunlar kabile dönemi insanlarının dünyayı dört köşe olarak tanımlamasından kaynaklanmaktadır. Yine bu dönem insanlarının düşüncesinde yeryüzünün ortasının bulunması, dünyanın büyük bir nehirden ibaret olması, nehrin bir kaç alemi birleştirmesi ve ölümün bir çok şeyini, yaşam biçimlerini yaratıcı kahraman yapıp, oturtturması şeklindeki mitilojik anlayışın ve düşüncelerin kalıntıları, sisli izleridir.
Mitolojilerin poetiğini inceleyen alim E.M. Meletinskiy şöyle yazar: ‘‘Dümdüz horizontal dünya modelinde merkezle alakalı dört köşede, veyahut, dünyanın dört bir yanına (bazen sekiz) yerleşmiş sütun, direk veya ağaç bulunmaktadır. (Poleneziyalıklar, Sibirliler, Amerikalılar, Afrikalılar, Hindistanlılar, vb. mitilijilerinde).
Dört köşeli horizontal dünya modeli Kassirer’in sölediği dünya modeline benzemektedir. Bu model eski kosmonolojik mitlerden beridir süre gelen dünyadaki okyonusdan (su kaosundan) yükselerek çıkmış, bu nedenle de o etrafı suyla çevrili şeklindeki anlayışa varmaktadır.
Buna ilaveten, dünyanın her tarafına eşitlenen horizontal yön belirli yollarla vertikal kosmoz modeline ulaşmakta, kuzey (bazen; doğuda); aşağyı, Güney; yukarı anlamlarını vermektedir (8).’’
Bu durumda dört köşeli kosmozun ortası; göbeği (yeryüzünün ortası) sayılmaktadır. Burası Korkut’la alakalı menkıbelere göre, Seyhun olduğu kabul edilmektedir. Daha az değişikliğe uğrayan arkaik mitolojilerde yerin göbeği haosun düzenlenen Kosmoza dönüşmesi esnasında dünyadaki okyonustan bölünüp ayrılaran (yükselen) meydana gelen tepecik olduğu kabul edilmektedir. Bu konuda G. Potanin Korkut’la alakalı yazdığı şu ifadeleri örnek olarak gösterebiliriz: ‘‘Bu efsana, hikayelerde, gerçekte bir kanıt (belki astrolojik) olma ihtimali vardır. Bununla yerin veya okyonusun ortasıyla (yerin göbeği) alakalı bununla birlikte, hareket etmeyen tabutla alakalı görüşlerin bir bağlantısı olabilir (9)’’. Potanin Korkut’un ölümden kaçışıyla alakalı menkıbelerin çok yaygın olduğunu ifade ederek, bu hadiseyi başka yönleriyle de ele alır. Potanin bir çok halkın folklorunda kahramanın tabuta rastlamasının bu konuyla paralellik arzettiğini söylemektedir. Mesela o şöyle der: ‘‘Svyatogor ölçmek için tabutun içine girer, o esnada tabut tamamen kapanır… Akkelebek kazılmış mezara rastgelir. Mezara zırhını bıraksa tam kendi ölçüsüne uygun olduğunu görür. İçine yatar ve halk onu gömer. Önceden kazılmış mezarlar için efsana ve hikayeler Kazaklarda Horhut’la alakalandırılır. Bazen o bir evliya bazende ilk şaman (9)’’. Demek insanın faydasız ve hayat için ecelle mücadelesi; çok yaygın bir konu olduğunu fakat onun her halkın toplumsal kültürel hayatına bağlı olarak değişiklik gösterdiğini kullanıldığını görüyoruz. Bu konu kazak folklorunda da ilk defa şamanlık açısından değerlendirildiğini görüyoruz. Bu nedenle Korkut’la alakalı menkıbelerde islamdan önceki hatta, ilk çağ kavimlerinin mitolojik tanımlamalarına çokça rastlanmaktadır. Bunun en büyük üspatı yukarıda arzettiğimiz kosmolojik miftik anlayışların korunmasıdır.     
Şokan Ualihanov şöyle yazmaktadır “Ölümden kaçış islam dininde hüsnü kabul görmeyen bir olgudur. Ancak bu şamanizm dinine mensup halkların efsane ve hikayelerindeki köklü motiflerden bir tanesidir”. Kazak bahşiları arasında yaygın olan kobız çalma ve sarın söyleme geleneğini öğreten ilk şaman Horhut hakkında  bir efsane vardır. Hatta islamiyetin iyice kök saldığı Türkmenlerde bile Köroğlu belli süre ölümden kaçmayı başarmaktadır. Gerçekten şamanizm anlayışında gök tanrının ölüme hükmetme iktidarı kader olarak kabul görmektedir. Bununla birlikte eski zamanlarda insanların fatumdan, müslümanlar gibi kaderden kaçabilme istekleri gibi, burada da alın yazısına razı olmak değil, aksine maksat ondan kurtulmak idi «(11).
Şokan’ın bu sözlerine bakılırsa, Korkut’un ölümden kaçması temasının temelinde eski şaman mitlerinin olması pek muhtemeldir ve geneli itibariyle o şaman mitolojisi sayesinde oluşmuş olmalıdır. Buna delil olarak Dede korkutun ölümden kaçarak Seyhun civarına gelmesini, nehrin ortasında uzun zaman yaşamasını yani su yüzünde kalarak ölümden az da olsa kurtulmayı başarmasını gösterebiliriz. Aslında bu uzayı büyük bir nehir şeklinde tasvir eden eski şaman anlayışına uygundur. Mesela böyle bir anlayış şamanizmi tutunan tüm halklarda vardır. Bu mesele hakkında E. Meletinskiy şöyle demiştir: Kuzey halklarının şaman mitolojisinde (fonksiyönel yönden dünya ağacına, şaman ağaçlarına yakındır) şamanizm nehir olarak algılanmaktadır ve bu nehir yukarısıyla aşağısı, sema ile yer arasındaki bağlantıyı sağladığına inanılmaktadır; bu inanca uygun olarak nehrin başı yukarıdaki, sonu da aşağıdaki aleme denk gelmektedir ve onların gizemli sıfatına bürünecek diye kabul edilmektedir. Böylece nehrin sonu aşağıdaki alemde bulunan tarafı (genelde kuzeyi) temsil ettiğine inanılmaktadır. «(12). Buna benzer anlayışı Kazakların “Suyun sonu Er Korkut’tur (13) sözünden de görebiliriz. Bu sözde büyük nehir alem modeli, nehrin başını gökyüzüne, ortasını dünyaya (dünyanın merkezi), sonunu da yerin altına (ölüler alemi) benzeten şaman anlayışının izleri yatmaktadır. Söz gelimi, Sümer eposındaki Gılgamış da ölümden kaçarak su kenarına, yani öteki alemde yaşayan atası Untapiştiye gitmektedir17. Böylece, Dede Korkut’un Seyhun nehrinde, yani suda ölmesi, eski zamanlarda suyu, özellikle onun altını ve sonunu öteki alem ve ölüler padişahı olarak kabul edilen mitolojik, şamanist düşünceye atıf yapmaktadır18. Bahşi ezgilerindeki ‘‘suyun sonu er Korkut’tur’’ cümlesi bundan kaynaklanmaktadır. Başka bir ifadeyle, Korkut’un ikametgahı ölüler alemi olarak kabul edilen nehrin kıyısıdır. Yani eski şaman anlayışına göre Korkut ölüler alemine gitmiştir, orada yaşamaktadır ve kendisine tapanlara yardım etmektedir özellikle bahşilere. Bahşilar ezgilerinde Korkut’a hitaben “ölü dersem, ölü değildir, sağ dersen sağ da değildir, Dede Korkut evliyadır (14) , diye onun özel birisi olduğuna vurgu yapılmaktadır.
Bugün burada anlatılanların hepsi de Korkut hakkındaki Kazak efsanelerinin temasıdır ve kölelik devrinde doğmuş efsane kaharmanı Gılgamış hakkındaki eski Sümer eposunda da, feodalite devrinde  oluşmuş ölümsüzlük arayan insan hakkındaki masal ve efsanelerden de eskidir. Böyle olmasının sebebi, Dede Korkut hakkındaki efsane ve hikayelerin ortaya çıktığı hatta yazıya döküldüğü dönemlerde dahi Kazaklar eski oymak-boy (kabile) yaşamından henüz uzaklaşamamışlardır, böyle yaşam tarzının izlerini taşıyan ataerkil feodal toplum olarak yaşamışlardır. Böylece feodalizm devrine kadarki toplumlarda oluşan mitler ve mitolojik anlayışlar, çok çeşitli inançlar ve şaman gelenekleri değişime uğramış şekilde de olsa feodalizme geçiş yapan Kazak toplumuna, onun kültürü ile ideolojisine sinmiş ve kendine özgü yer edinmiştir. Bunun neticesinde o devirdeki Kazak ижатында, bir taraftan oymak-boy yaşam tarzını sürdüren toplumlarında oluşan arkaik folklörün değişime uğramış türleri, ikinci taraftan da feodal topluma özgü yeni folklör örnekleri beraberce yaşamaya devam ettiler. İşte bu tip değişime uğrayan eski folklörün içinde Dede Korkut hakkındaki eserler de vardı. Bu eserler ilk kobızı yapan, ilk küyü (ezgi) besteleyen, kobız çalmasını öğreten ve musıkiyi topluma yayan, bahşiların piri, atası olan ilk şaman hakkındaki oymak devrinde ortaya çıkan arkaik mitlerin islami yaşam tarzının etkisiyle değişime uğramış şeklidir. Uzun zaman içerisinde eski mitlerin aslıyla hiç alakası yokmuşçasına değişime uğraması tabiidir. Mesela Dede Korku hakkındaki mit Kazaklardan alındığı zamanki eski mitolojik semantiğinden uzaklaşarak insanın ecel ile mücadelesini    konu alan efsane hikayeye dönüşmüştür. Buna benzer dönüşümü Yunanistan, Roma, Mısır, Hindistan ve Çindeki kölelik devri devletlerinde ortaya çıkan arkaik mitler de geçirmiştir. Bu devletlerin kültürü ve ideolojisi kendilerinden önceki oymak toplumlarının kültürünü, mitlerini, bir yönüyle ortadan kaldırırken diğer yönüyle değişime uğratmak süretiyle bunları kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmışlardır. Böylece arkaik mitler kutsallıklarından ve gizemlerinden soyutlandırılmışlar, toplanarak, işlenmek suretiyle bugünkü hallerini almışlardır. Bunun için onların mitolojisi bizim (yani sonraki devirlerin) masallarımız gibidir. Böylelikle antik mitolojide eski şamanın ölümden kaçması değişime uğramıştır, artık o titanların (Prometey) baş tanrıya karşı mücadelesinin sembolüdür. Tanrıya baş kaldırma Dede Korkut efsane-hikayelerinde de vardır, ancak bu sonraki devirlerin etkisidir, yani Kazakların müslümanlaşmış ataerkil feodal toplumunda oluşan düşünce yapısının, ideoloji ve kültürün eski temayı da kahramanları da tekrar gözden geçirmesinin bir ürünüdür. Hakikatte ise şimdiki hikayelerde evliya olarak kabul edilen Dede Korkut islamiyetten çok önceki dönemlere ait bir kahramandır.
Dede Korkutun ilk görünümü kölelik devri devletinde baş tanrıya karşı çıkan titanlardan da eskidir, onlardan önce ortaya çıkan tiptir, o arkaik mitlerde ilk insanları yaratan, ilk çalışma gereçlerini, müzik aletlerini yapan, insanlara ateş yakmayı, yaşamayı öğreten ilk ata Demiurge, ölümsüz kahramana benzemektedir. Arkaik mitlerdeki ölümsüz kahramanın kültürel hizmetleri yukarıda anlatılanlarla sınırlı değildir. O dağları, gölleri yapandır, hayvanlarla kuşları yaratandır, evi de gökyüzünü vs de o yapmaktadır. O herşeyi yapabilir: güneşin hareketini de yavaşlatabilir, rüzgarı da durdurur, ateşi de söndürebilir. Bazen amacına ulaşmak için o düşmanını aldatabilir, zekasıyla onları alt eder (15).
Bunun gibi “kültürel hizmetler” Kazakların Dede Korkut’unun bazı hareketlerinde görülebilir. Mesela, o ölümden kaçarak Seyhun kıyılarına gelince devesini keser ve derisinden ilk kobızı imal eder. Eceli kendinden uzak tutmak için küy (ezgi) çalar ve böylece ilk küy bestelenir. Başka bir ifade ile, Korkut ilk olarak kobızı imal eden usta ve ilk küyü besteleyen bestekardır. Kobız ise uzun zamlardan beri bahşiların aleti olarak kabul edilmektedir. Bunun için bahşilar Korkut’u pirleri bilmektedirler ve “evvela bahşi piri Dede Korkut” (16) demek suretiyle ondan medet umarlar, yardım isterler. Dede Korkut efsaneleri hakkında fikir beyan edenlerin tümü bahşiların onu pirleri bildiklerini, onun ilk şaman yani bahşiların atası olduğunu, kobızı ve küyü ilk olarak onun icat ettiğini kabul etmektedirler. Mesela, Korkut hakkında son zamanlarda yapılan çalışmalardan birinde “Korkut Kazak mitolojisindeki ilk şamandır, bahşi ve abız-jırauların piridir, kobız müzük aletinin mucididir” denmektedir. İslamiyeti kabulden önce Korkut ölümsüz kabul edilen Bürküt baba karakterine yakın tanrıdır (bunu onun şamanizme yakınlaşmasından da görebiliriz). İslamiyetin yayılmasıyla Korkutun ölümüyle ilgili ayrı bir mit ortaya atılmıştır (17).
Korkut konulu folklorik eserler, onların içinde ölüme çare arama teması eski zamanlarda, tam olarak söylersek Türk kağanlığı zamanında ortaya çıkarak sonradan bir çok türk toplumuna yayılmıştır diyebiliriz. Başkurt, Türkmen, Azerbaycan, Türk ve Kazak folklöründe yer edinmiş Korkut karakteri buna delildir. Böylece Kazak efsane-hikayelerindeki Korkutun esasen her şeyi yapabilen bahşi (şaman) ve ölümsüz kahraman olduğuna kesin gözüyle bakılır. Onun kültürel hizmeti hakkında halk arasında bazı efsaneler vardır. Mesela, bir efsanede Korkut Boncuklu ve ikinci bir efsanede Dombıralı adlı yerleşim birimlerinin isim babası olarak gösterilmektedir (18). Burada Korkut belli bir yere neden böyle bir isim verildiğine dair    yöresel efsanenin kahramanı olarak ortaya çıkmaktadır, ancak buna rağmen ondaki eski mit zamanından kalma ölümsüz ilk ata karakterinin özellikleri görülmektedir. Bu söylenenlere ilave delil olarak şunları da gösterilebilir. Arkaik mitlerdeki ilk ata (ölümsüz kahraman) bazan amacına ulaşmak için kurnazlık yapar, hasımlarını ustalıkla altetmektedir. Bu tip hareketler Korkutta da vardır. Mesela Muhtar Auezova göre ikinci bir Kazak hikayesi Korkut’la Azraili buluşturmaktadır. Azrail onun ruhunu koymak için yanında bir sandık getirmiştir.  Korkut Azrail’le münazara ederken onu kandırarak Azrailin kendisini sandığa kilitler ve nehre salıverir»(19). İşte burada Korkut eski mitlerdeki hasmını kurnazlıkla alt eden triksleri anımsatmaktadır.  Bu tür hareketlere Korkutun ecelden kaçmasıyla ilgili efsanelerde de rastlarız. Mesela, o rüya gördükten sonra eceli kandırmak maksadıyla hemen başka tarafa göç eder , hatta bu da olmayınca nehrin ortasına yerleşir. Ancak Korkutun bu kurnazlığı fayda etmiyor. Demek, burada karakterin eski semantiği değişmiştir, çünkü bize ulaşan eserler eski mit değil, onun efsane-hikayelere bürünmüş şeklidir, öyleyse Korkut karakterine sonraki janrların etkisi olmuştur.  Böyle olsa da dikkat edilmesi gereken bir konu daha vardır.
Sonuç olarak, ölüme çare arayan ve bu uğurda dünyayı dolaşan Korkut hakkındaki Kazak efsanelerinin çıkış noktası, teması ve semantik açısından ele alındığında ortaya çıkan netice şudur-ölüme çare arayan adam teması çok eski zamanlarda, oymak toplumları devrinde neofitin seferi veya büyük şamanın öteki dünyaya seyahatini anlatan arkaik gizemli mit şeklinde ortaya çıkmıştır  (20).
İnsanlığın uzun süreli tarihi ve kültürel gelişim sürecinde özellikle eski kölelik devri devletler ve orta çağın feodal devletleri zamanındaki bu mit güzel esere dönüşmüştür.  Kazakistandaki ataerkil oymak toplumundan hemen feodal topluma geçiş sürecinde şaman hakkındaki oymak miti biraz değişime uğramasına rağmen bazı eski özelliklerini muhafaza edebilmiştir. Bunun için bu olguyu sonraki devirlerdeki insanlar hayal olarak değil gerçek olarak kabul etmişlerdir, bunun esası gerçek diye düşünmüşlerdir. Demek Korkut hakkındaki eserler janr yönünden bakınca, efsane değil, efsane hikayedir.  Çünkü efsane hikayelerde keramet te vardır (ancak bu hayal olarak anlatılır) ve anlatılan hikayeye inanmak da vardır. Bunun için bazı Kazak ilim adamları Korkutu VI—VIII yüzyıllarda yaşamış tarihi karakter olarak kabul etmeleri doğaldır. Ancak Oğuz boylarının tarihi ve kültürel yönlerini araştıranlar Korkut’un tarihi protoripi olmadığını ifade etmektedirler (21). Bize de “Korkut göçebe Orta Asya halklarının ataerkil yaşam tarzının baskın olduğu zamanlarda sosyal toplama şeklindeki halk efsanesinden olma kesin karakterdir” diyen M. Jurminski’nin görüşüne katılıyoruz»(22). Bu karakter ölüme çare arama hikayesi gibi çok eski bir karakterdir. O ilk devrelerde Korkut adını da almamıştır. Kanaatimizce Korkut eponimi çok daha sonradan Oğuz ve Kıpçak boyları beraber yaşadıkları dönemde ortaya çıkmıştır  ve o dönemlerde kişi adı olarak da yaygın kullanım alanına sahip değildi. Şayet bu kelimenin etimolojisini incelersek, bunun korkma fiiliyle hiçbir alakası yoktur. Kelimenin tarihine gelirsek eski türkçedeki kor ve kut kelimelerine dayandığını söyleyebiliriz. Eski türkçedeki kor kelimesi ziyan oldu, cefa çekti anlamına gelmektedir, kut kelimesi ise can, mutluluk, hayat kaynağı, ruh manalarına gelmektedir (23).  O zamanlarda bu iki kelime bir araya gelmek suretiyle ziyan olmuş mutluluk, cefa çekmiş can yani ölmüş insan anlamında kullanılmış olabilir (24), zira şaman anlayışına göre “insanın üç çeşit kutsalı vardır: toprak kutsal, hava (gök) kutsal ve ana kutsaldır. Eğer hasımlar bu üç kutsaldan birini çalarlarsa veya belli bir şekilde ele geçirirlerse, insan ölür” (25). 
İşte bu açıdan bakıldığında Kazakların Korkut’unun rüya görmesi ve ölmesi olguları daha fazla anlatıma muhtaç değildir: onun kutsalını (yani canını) düşmanları ele geçirmiştir. Öyle ise eskilerde ziyan olmuş kutsal yani ölmüş insan anlamına gelen kor ve kut kelimeleri zaman içerisinde birleşerek bir bütün isim halini almıştır, böylece dünyayı gezen şaman mitine şamanın adı olarak girmiştir.  Kazakistan şartlarında bu mit zamanla islam dininin evliyası Korkut hakkındaki efsane-hikaye sıfatını almıştır. Elbette, bu süreçte mitin birçok eski öğeleri kaybolmuş veya değişime uğramışlardır, ancak temanın kendisi çok güzel bir şekilde beyan edilmiş ve böylece Kazak folklöründeki en önemli eserlerden ortaya çıkmıştır. Demek eski şaman miti başka janra geçmek suretiyle eski düşünceye yeni şekil vermiştir ve ona insan ile ecelin, ölümle hayatın mücadelesi gibi derin felsefik mana yükleyerek anlatılan güzel bir eser meydana gelmiştir.

Әдебиеттер мен ескертпелер

1. Чиковани М.Я. Сюжет ищущего бессмертия юноши в древнем фольклоре и литературе. М., 1963. 2-б.
2. Бертельс Е.Э. Роман об Александре и его главные версии на Востокке. М.; Л., 1948.
3. Костюхин Е.А. Александр Македонский в литературной и фольклорной традиции. М., 1972. С. 158—159.
4. Қараңыз: Пропп В.Я. Исторические корни волшебной сказки. Л., 1946: Анисимов А.Ф. Религия эвенков. М.; — Л., 1958; Манжигеев И.А. Бурятские шаманистические и дошаманистические термины. М., 1978; Михайлов Т.М. Из истории бурятского шаманизма. М., 1980; Новик Е.С. Обряд и фольклор в сибирском шаманизме. М., 1984, т.б.
5. Вельяминов-Зернов В.В. Памятник с арабско-татарской надписью в Башкирии // Записки Восточного отделения Русского археологического общества. СПб., 1889. Т. 4. С. 283.
6. Джетбысбаев Н. Хорхут Аулие // Туркестанские ведомости. Ташкент, 1899. №92.
7. Спиридонов П.С. Один из вариантов легенды о Хорхуте //
Протоколы заседаний и собщений членов Туркестанского кружка любителей
археологии. Ташкент, 1909. Т. 12. С. 18—19;Сейфуллин С. Қазақ әдебиеті
/Шығ. 6 томдық. Алматы, 1964. 6-т. 168—169-б.; Ауэзов М. Мысли раз-
ных лет. Алма-Ата, 1961. С.99—100; Маргулан Ә. Қорқыт — күйші //Изв.
Каз ФАН СССР. Сер. лингв. 1944. №1. С. 68—85. Сонікі. Қорқыт атаөмірі
мен афсаналары // Жұлдыз. 1983. №3. 139—166-б.; Жубанов А. Струны
столетий. Алма-Ата, 1958. С. 230—231; Қорқыт туралы аңыз // Қазақ
ертегілері. 3 томдьщ. Алматы, 1957. 1-т. 372—374-б.; Коркут // Казахские сказки. В 3-х т. Алма-Ата, 1958. Т. 1. С. 237—239, т.б.
8. Мелетинский ЕМ. Поэтика мифа. Л., 1976. С. 215-216.
9. Потанин Г.Н. Персонаж Наран-Гэрэл (Луч сонца) в степных сказаниях // Этнографическое обозрение. 1892. №4. С. 88.
10. Потанин Г.Н. Тунгутско-Тибетская окраина Китая и Центарльная
Монголия. В 2-х т. СПб., 1898. Т. 2. С. 122.
11. Валиханов Ч. Ч. Следы шаманства у киргизов // Собр. соч. В 5-ти т.
Алма-Ата, 1961. Т. 1. С. 487.
12. Мелетинский Е.М. Поэтика мифа… С. 217.
13. Маргулан Ә. Қорқыт ата өмірі мен афсаналары // Жұлдыз. 1983.
№4. 122-б. Сондай-ақ «су аяғы — құрдым» деген тіркес те «о дүние» деген
ұғым береді.
14. Радлов В.В. Образцы народной литературы тюркских племен СПб.,
1870. Т. З.С. 47.
15. Мелетинский Е.М. Көрсетілген еңбек. 184-б. (Ілкі ата — жасампаз
қаһарман бейнесінің пайда болуы мен аспандағы құдайға айналуы туралы да
сонда айтылады. 178-194-б.).
16. Сейфуллин С. Қазақ әдебиеті // Шығармалар. 6-т. 170-171-б.
17. Басилов В.Н Коркут // Мифы народов мира. В 2-х т. М., 1982. Т. 2. С. 5.
18. Короглы Х.Г. Огузский героический эпос. М., 1976. С. 175.
19. Әуезов М. Ертегілер. Қорқыт//Қазақ әдебиетінің тарихы. Алматы,
1948. 90-б.
20. Қорқыт бейнесінің архаикалық мифтегі шаман бейнесімен тамырластығын әпсана-хикаяттарда Қорқыт бейітінің су жағасында болуы, моланың ішінде қобыздың үн шығарып тұруы, т.т. шамандықты ұстанған халықтардың мифі мен фольклорында ұшырасуы да дәлелдейді. Мәселен, шамандықты зерттеуші Н.А. Алексеев былай деп жазады: «Шамандардың
жерленуін сөз қылғанда, олардың моласынан жұрттың қорқатыны, баяғыда
дүниеден өткен шамандар жайында көптеген мифтер болатыны, онда шамандардың осы күнге дейін «ойын» кұратыны және бубендердің дыбыс
беріп түратыны туралы, сондай-ақ шаманның қасындағы өзенге су ішуге
баратыны жайында айтпай кетуге болмайды» (Қараңыз. Алексеев Н.А.
Ранние формы религии тюркоязычных народов Сибири. Новосибирск,
1980. С. 185).
21. Короглы Х.Г. Көрсетілген еңбек. 185-186-б.
22. Жирмунский В.М. Көрсетілген еңбек. 173-б.
23. Древнетюркский словарь. Л., 1969. С. 457-471.
24. Қазақта «құты қашты» деген сөз бар. Соның арғы түбірі осы
«Қорқыт», «қор болған құт» дегенге дәл емес пе екен?
25. Алексеев Н.А. Көрсетілген еңбек. 27-б.
Qazaq folklorındağı Qorqıt beynesi  Qorqıt tuwralı qazaq äñgime-añızdawları düniye jüzinde, äsirese Şığısta, keñ tarağan syujetke qurılğan. Ol — adamnıñ ajalmen ayqası jayında: «Qorqıt bir küni tüsinde kör qazıp jatqan kisilerdi körip, olardan kördiñ özine qazılıp jatqanın biledi. Oyanğannan keyin ol ölimnen qaşıp qutılmaq bolıp, düniyeniñ tört burışın aralaydı. Biraq barlıq jerde özine kör qazıp jatqan adamdardı köredi. Ajaldan qaşıp qutılmasına közi jetken Qorqıt endi jer ortası — Sırdarıyyağa, öziniñ mekenine kaytıp keledi. Ajal kenetten kelip qalmasın dep, ol özenniñ ortasına kilem tösep, özi jasağan qobızdı tartıp, ömir süre beredi. Bir küni äbden kaljırağan ol qalğıp ketedi. Sol mezette ajal jılan türinde kelip, onı şağıp öltiredi».
Bul syujet öte erte zamanda payda bolğan. Mäselen, ol äzirşe eñ köne dep sanalatın, tipti, äygili «İyliyada» men «Odıysseyadan» bir jarım mıñ jas ülken «Gıylgameş tuwralı jırda» fıylosofıyyalıq turğıda ölim men ömirdiñ küresi, adamnıñ ajaldan qutıluw joldarınıñ mäselesi retinde, körkem türde äñgimelengen.
Orta ğasırlıq feodalıyzm tusında adamnıñ ajalmen ayqasuwı tuwralı syujet iri-iri, kölemdi ädebiy şığarmalar tuwğızdı. Mısalğa, «Balavardıñ danalığı» attı jırdıñ arab, grek, grüwzıyn versiyyaların (1), sonday-aq Eskendir Zulqarnayınnıñ ölmes süwdı izdegeni jayındağı Şığıs xalıqtarındağı xıykayattardı aytuwğa boladı (2). Bul şığarmalarda köne syujet mülde basqa sıypat alğan, öytkeni olardıñ maqsatı endi taza ıydeyalıq-estetiykalıq boldı, al qaharmandarı avtordıñ nemese xalıqtıñ ıydeal men jawız tuwralı tüsinikterin boyına siñirdi. Atalmış ädebiy eskertkişter el arasına keñ tarap, köptegen folklorlıq şığarmalar, yağnıy ertegiler, äpsanalar, tipti, añızdar da tuwğızdı. Qazaq elinde de munday şığarmalar boldı.  Mäselen, Eskendirdiñ ölmes suw izdegeni jayındağı syujet kitap türinde, folklorlıq xıykayattar türinde de el arasında tarağanı ayan. Ras, bul xıykayattar syujettik-semantıykalıq turğısı jağınan ajalmen ayqasqan Qorqıt tuwralı añızdawlardan özgeşe. Ölmes suw izdep Zulmatqa barğan Eskendir xaqındağı xıykayattar körkemdigi joğarı damığan janrğa jatadı jäne iydeyalıq-estetiykalıq qızmet atqaradı. Sol sebepti de keybir zerttewşiler bul xıykayattardı novellalıq ertegi men tämsildiñ aralığındağı nusqa dep esepteydi(3).
Al ölimnen qaşqan Qorqıt tuwralı añızdawlarğa keletin bolsaq, olar semantıykalıq mazmunı men syujettik-kompoziytsiyyalıq qurılımına qarağanda, taza körkem tuwındılar bola almaydı. Öte keş xatqa tüskenine karamastan, olarda äli künge deyin alğaşqı qawımğa tän mıyfologıyyalıq oy-sananıñ, tvorçestvonıñ izi bayqaladı. Dälirek aytqanda, şamannıñ (nemese neofiyttiñ), totemniñ, babanıñ, zıyyandı jınnıñ janın izdegen basqa älemge saparı, ya bolmasa ğarıştı şarlağanı tuwralı köne mıyftiñ sulbası ayqın seziledi (4).
Bul sözimdi quwattaytın tağı bir närse — keyingi zamandar şañınan da körinip turatın älemniñ qurılısı tuwralı mıyfologıyyalıq tüsinikterdiñ belgisi men arxaıykalık mıyftegi jasampaz qaharmannıñ keybir qasiyetterin boyına siñirgen Qorqıttıñ öz obrazı.
Qazaq añızdarındağı Qorqıt, mıyftegi şaman men neofiyt sıyyaqtı, düniyeniñ tört burışın şarlap, aqır ayağında öz mekenine, Sırdarıyya jağasına oraladı. Biraq mundağı sayaxat basqa sebepterge baylanıstı jasaladı: ölimnen qutıluw üşin. Bul sebep keyingi däwir adamdarınıñ ömir men ölim tuwralı tüsinikteri negizinde qalıptasqan. Yağnıy, eger alğaşqı qawım adamdarı ölimdi adamnıñ basqa älemdegi ömiri, osı ömirdiñ jalğası dep sanasa, keyingi zaman adamdarı ölim adam ömiriniñ jalğası emes ekenin seze bastap, osı tüsinigin folklorğa engizgen. Odan bertingi kezeñde adamnıñ ölmewiniñ amalın izdep, jer jüzin şarlawı — täñirge, qudayğa qarsılıq etüw sıypatında qabıldanadı. Munı qul ıyelenüwşi jäne feodaldıq qoğamdar folklorınan körüwge boladı. Al, qazaq folklorındağı Qorqıttıñ sayaxatı — qul ıyelenüwşi qoğamnıñ eposınan da, feodalıyzm däwiriniñ ertegisinen de köne, yağnıy arxaıykalıq mıyften keyingi sta¬dıyya jäne odan keyingi däwirlerdiñ folklorına aparatın satı.
Qazaq añızdarında Qorqıt ölimnen qaşıp, bükil kosmostı aralaydı. Mısalı, eñ alğaş xatqa tüsken tekste bılay delingen: «Tüsinen şoşınğan Xorxuwt ajaldan qutıluw üşin erteñinde düniyeniñ ekinşi şetine köşip ketedi. Munda ol bayağı tüsti tağı köredi. Tañ atısımen ol tağı da jolğa şığadı. Ne kerek, äwliye osılayşa tüsinen şoşıp, düniyeniñ tört burışın tügel aralap şığadı. Ne isterin bilmey tüñilgen ol jerdiñ ortasına barmaq boladı. Aytıldı — bitti. Jerdiñ ortası Sırdıñ jağası eken, qazirde Xorxuwttıñ molası turğan jerde eken»(5).
Al 1899 jılı jarıq körgen äñgimede bul jağday bılayşa   bayandaladı:   «Xorxuwt   ertemen   öziniñ jelmayasına minip alıp, düniyeniñ bir burışına — batısqa (mağrıybqa) sapar şegedi. Ondağı ümiti — ölimnen qutıluw. Xorxuwt jelmayasın keri burıp, düniyeniñ basqa burışına — jünibke tartadı. …Xorxuwt jelmayasın düniyeniñ üşinşi burışına — şığısqa (maşrıyqqa) buradı… Onan şığıp, düniyeniñ törtinşi burışına — soltüstikke (şamalğa) bet buradı. Onda da sol özine mola qazıp jatqan kisige uşırasadı.
Endi oğan joğarıdan mınaday xabar keledi: «Keri qayt, aqımaq, öziñ şıqqan jerge bar, eger de menen qutılam deseñ! Sol jerde mäñgilikke tınış tabasıñ! Öziñ burın turğan mekeniñ — däl jerdiñ ortası, basqa jerden göri sonda sağan jaqsı boladı…» Sonımen Xorxuwt burınğı jerine, Sırdarıyyanıñ jağasına oraluwğa mäjbür boladı. Sol jerde äzireyilge öz erkimen janın berdi»(6).
Bizge mälim derekterdiñ bärinde de osılay: Qorqıt ölimnen qaşıp, düniyeniñ tört burışın şarlaydı, biraq qutıla almasın bilgen soñ jerdiñ ortası dep Sırdarıyyağa qaytıp keledi (7).
Mine, osı düniyeniñ tört burışın şarlaw, jerdiñ ortası boluwı, onıñ Sırdarıyyada ornalasuwı, keyipkerdiñ osı jer ortasına kelüwi jäne Sırdarıyyada tınıştıq tabuwı, suwdıñ ortasında uzaq uwaqıt ömir sürüwi, onıñ tuñğış qobız jasawı, küy tartuwı — osınıñ bäri ejelgi ruwlıq qawım adamdarınıñ Kosmos tört burıştı boladı, onıñ ortası boladı, sonday-aq Kosmos ülken özen türinde boladı, özen birneşe älemdi biriktirip turadı jäne ölimniñ biraz närsesin, ömir saltın jasampaz qaharman jasap, qalıptastırğan degen öte köne mıyfologıyyalıq düniyetanımı men tüsinikteriniñ qaldıqtarı, bulıñğır izderi.
Mıyfterdiñ poetiykasın zerttegen ğalım E.M.Meletiynskıyy bılay dep jazadı: «Tegis jatqan gorıyzontaldıq kosmos modelinde ädette ortamen baylanısı bar tört burışqa, yakıy düniyeniñ tört jağına ornalasqan tört (keyde segiz) bağana, diñgek, nemese ağaş boladı (poliyneziyyalıqtardıñ, sibirlikterdiñ, ameriykalıqtardıñ, afrıykalıqtardıñ, ündilerdiñ, t.b. mıyfterinde).
Tört burıştı gorıyzontaldı Kosmos modeli Kassiyrer aytqan älemniñ qurılısına meñzeydi. Osı model köne kosmogonıyyalıq mıyfterden kele jatqan jer älemdik muxıyttan (suw xaosınan) köterilip şıqqan, sol sebepti ol barlıq jağınan süwmen qorşawlı degen tüsinikke jalğasadı.
Soğan qosa, älemniñ är tusına säykestengen gorıyzontaldıq bağıt belgili bir joldarmen vertiykaldı Kosmos modelimen baylanısadı da, soltüstik (keyde — şığısta) — tömendi, al oñtüstik — joğarını bildiredi»(8).»  Munday jağdayda tört burıştı Kosmostıñ ortası — kindigi (jer kindigi) boladı. Ol Qorqıt jayındağı mıyf boyınşa, Sırdarıyya bolıp tabıladı. Al özgeriske az uşırağan arxaıykalıq mıyfterde jerdiñ kindigi bolıp Xaostıñ rettelgen Kosmosqa aynaluwı barısında älemdik muxıyttan bölinip (köterilip) şıqqan alğaşqı tömpeşik esepteledi. Osı orayda G. Potanıynniñ Qorqıtqa baylanıstı aytqan mına sözin keltirüwge boladı: «Osı äpsana-xıykayattıñ, — dep jazadı ol, — negizinde bir fakt (mümkin astronomıyyalıq) jatuwı ıqtıymal. Onımen jerdiñ nemese muxıyttıñ ortası (jerdiñ kindigi) tuwralı, sonday-aq qozğalmaytın tabıt tuwralı tüsinikterdiñ baylanısı boluwı mümkin»(9). Ölimnen qaşqan syujettiñ öte keñ tarağanı jayında ayta kelip, G.Potanıyn bul syujetke bas¬qa da qırınan qaraydı. Ol köp xalıqtıñ folklorında kezdesetin keyipkerlerdiñ tabıtqa uşırasuwın atalmış syujetke parallel dep sanaydı. Mısalı, ol bılay dep jazadı: «Svyatogor özine ölşew üşin tabıttıñ işine ja¬tadı, sol kezde tabıt mülde jabılıp qaladı… Aqköbelek qazılıp qoyğan körge tap boladı, körge sawıtın tastasa dälme-däl keledi. Kör özine qazılğanın körip, ol körge özi tüsip jatadı da, el onı kömip tastaydı… Küni burın qazılıp qoyğan kör tuwralı äpsana-xıykayat qazaqtarda Xorxuwtqa baylanıstı aytıladı. Keybir tusta ol — äwliye, endi birde — birinşi şaman»(9). Demek, adamnıñ lajsızdığı men ömir üşin ajalğa qarsı küresi — öte keñ tarağan taqırıp ekenin, biraq onıñ är xalıqtıñ älewmettik-mädeniy ömirine säykes özgergenin jäne sol turğıdan paydalanıp, bağalanğanın köremiz. Bul taqırıp qazaq folklorında eñ alğaş şamandıq turğıda äñgimelengen. Sondıqtan da Qorqıt jayında añızdawlarda musılmannan burınğı, tipti, alğaşqı ruwlıq qawımnıñ mıyfologıyyalıq sıypattarı köp uşırısadı. Osığan dälel — joğarıda aytılğan kosmostıq mıyftik  tüsinikterdiñ saqtaluwı.
Şoqan Uwalıyxanov bılay dep jazadı: «Ölimnen qaşuwdıñ özi — ıyslamda jol berilmeytin närse. Biraq ol — şamandıqtı ustanatın xalıqtardıñ äpsana-xıykayattarındağı turaqtı motıyvterdiñ biri. Qazaq baqsılarınıñ arasındağı qobız tartuw men sarın aytüwdı üyretken birinşi şaman Xorxuwt jayında äpsana-xıykayat bar. Tipti, musılmandıqtı äjeptäwir qabıldağan türikpenderde Körğülı az uwaqıtqa bolsa da ölimnen qaşıp ketedi. Şındıqtan şamandıq tüsinik boyınşa, kök täñirdiñ ölim beretin biyligi jazmış dep qabıldanğan. Solay bola tursa da, ertedegi adamdardıñ fatumnan, musılmandarday üreyli Tağdırdan qutılğısı kelgeni tärizdi, munda da jurt jazmışqa bağınuw emes, qayta odan qutıluwdı köksegen»(11).
Şoqannıñ bul sözine qarağanda, Qorqıttıñ ölimnen qaşuwı tuwralı syujettiñ törkini köne şamandıq mıyf qaluwı ıqtıymal, al tolıq küyinde ol şamandıq mıyfologıyya ayasında qalıptasqan boluwı kerek. Oğan bir dälel retinde Qorqıttıñ ölimnen qaşıp, Sırdarıyyağa kelüwin, suwdıñ ortasında uzaq uwaqıt ömir sürüwin, yağnıy suw betinde ölimnen az uwaqıtqa bolsa da qutıluwın aytuwğa boladı. Munıñ özi kosmostın modelin ülken özen türinde beynelegen köne şamandıq tüsinikke sayadı. Mäselen, osınday tüsinik şa-mandıqtı ustanatın xalıqtardıñ bärinde bar. Ol tuwra¬lı E.Meletiynskıyy bılay deydi: «Soltüstiktegi xalıqtardıñ şamandıq mıyfologıyyasında (füwnktsıyyası jağınan älemdik ağaşqa, şamandıq ağaştarğa jaqın) şamandıq özen boladı dep tüsiniledi, ol özen joğarı men tömendi, aspan men jerdi baylanıstırıp turadı dep esepteledi; osığan säykes özenniñ bası joğarı, al ayağı — tömengi älemge säykes keledi de, onıñ tılsım sıypatın qabıldaydı dep sanaladı. Söytip özenniñ ayağı (sağası) tömengi älem jatqan jaqtı (köbinese soltüstikti) beyneleydi dep sanaladı»(12). Osınday tüsinikti qazaqtıñ «Suw ayağı Er Qorqıt»(13). degen sözinen de körüwge boladı. Bul tirkeste ülken özen älemniñ modeli, onıñ bası — aspan, ortası — jer (jerdiñ kindigi), ayağı — jer astı (öliler älemi) degen eski şamandıq tüsiniktiñ izi jatır. Aytpaqşı, şüwmer eposındağı Giygelmaş te ölimnen qaşıp suwdıñ sağasında, yağnıy o düniyede turatın babası Uwtnapıyştiyge baradı ğoy17. Endeşe, Qorqıttıñ Sırdarıyyada, dälirek aytqanda — süwda ölüwi burınğı zamanda suwdı, äsirese onıñ astın jäne ayağın — o düniye, öliler patşası dep tüsingen mıyfologıyyalıq — şamandıq sanağa meñzeydi18. Baqsı sarındarında «Suw ayağı — er Qorqıt» dep ataluwı osıdan bolsa kerek. Basqaşa aytqanda, Qorqıttıñ turağı — öliler älemi retinde qabıldanatın suwdıñ sağası. Yağnıy, eski şamandıq tüsinik boyınşa, Qorqıt öliler älemine ketken, sonda turıp jatır jäne özine sıyınatındarğa järdem berip jatır, äsirese baqsılarğa. Baqsılar öz sarınında Qorqıtqa minäjat etip, «öli desem — öli emes, tiri desem — tiri emes, Ata Qorqıt äwliye»(14) , — dep, onıñ erekşe ekenin aytadı.
Osı aytılğandardıñ bäri Qorqıt tuwralı qazaq añızdarınıñ syujeti jäne keyipkerdiñ öz beynesi stadıyya jağınan qul ıyelenüwşilik däwirde tuwğan Gıylgameş tuwralı ejelgi şüwmer eposınan da, feodalıyzm tusında qalıptasqan ölmewdiñ amalın izdegen adam jayındağı ertegi, äpsanalardan da köne. Olay boluw sebebi, Qorqıt jaqındağı äpsana-xıykayattar payda bolıp, tipti, xatqa tüsken kezdiñ özinde qazaq xalqı eski ruwlıq qawımnan mülde qol üze qoymağan, onıñ köp sıypatın saqtap kelgen patrıyarxaldı-feodaldıq qoğam bolıp ömir sürgen edi. Sondıqtan feodaliyzmge deyingi qoğamdarda bolğan bayırğı mıyfter men mıyfologıyyalıq tüsinikter, aluwan türli nanımdar men şamandıq senim özgergen türde bolsa da, feodaliyzmge köşken qazaq qoğamına, onıñ mädeniyeti men iydeologıyyasına siñip, özindik orınğa ıye bolğan edi. Sonıñ nätiyjesinde sol şaqtağı qazaq xalıq ıyjatında, bir jağınan, ruwlıq qawımda tuwğan arxaıykalıq folklordıñ özgergen türleri, ekinşi jağınan, feodalıyzm qoğamına tän jaña folklor ülgileri qatar ömir sürip jattı. Mine, osınday özgeriske uşırağan köne folklordıñ işinde Qorqıt tuwralı da şığarmalar bar edi. Bul şığarmalar tuñğış qobızdı jasawşı, alğaşqı küydi şığaruwşı, qobız tartüwdı üyretüwşi jäne muwzıka taratuwşı, baqsılardıñ piri, babası — birinşi şaman tuwralı ruwlıq zamanda payda bolğan arxaıykalıq mıyftiñ özgerip, musılmandanıp ketken sarqınşağı. Äriyne, uzaq uwaqıttıñ işinde köne mıyfterdiñ tanımastay özgeriske uşırağanı zañdı. Mäselen, Qorqıt tuwralı mıyf qazaqtardan jazılıp alınğan uwaqıtta   burınğı   mıyfologıyyalıq semantıykasınan arılıp, adamnıñ ajalmen ayqasın süwretteytin äpsana-xıykayatqa aynalğan. Däl osınday protsesti ejelgi Gretsiyyada, Rıymde, Egiypette, Ündistanda, Qıtayda bolğan quliyelenüwşi memleket tusında arxaıykalıq mıyfter de basınan keşirgen. Bul memleketterdiñ mädeniyeti men iydeologıyyası özinen burınğı ruwlıq qawımnıñ mädeniyetin, mıyfterin, bir jağınan, joyıp, ekinşi jağınan, özgertip, öz maqsattarına paydalanğan. Mine, osınday jağdayda arxaıykalıq mıyfter kasiyetti jäne qupıyya sıypatınan ayırılıp, toptalğan, öñdelgen, söytip, körkem düniyege aynalğan. Sol sebepti olardıñ mıyfologıyyası bizdiñ (yağnıy keyingi zamannıñ) ertegimiz sıyyaqtı bolıp körinedi. Sondıqtan antıykalıq mıyfologıyyada burınğı şamannıñ ölimnen qaşuwı özgeriske uşıraydı, ol endi tıytandardıñ (Prometey) bas qudayğa qarsı küresi bolıp beynelenedi. Qudayğa qarsılıq Qorqıt tuwralı äpsana-xıykayattarda da bar, biraq bul keyingi zamannıñ äseri, yağnıy qazaqtıñ musılmandanğan patrıyarxaldı-feodaldıq qoğamı tusındağı sana-sezimniñ, ıydeologıyya men mädeniyettiñ eski syujetti de, obrazdı da qayta qarawınıñ nätiyjesi. Al şındığına kelsek, qazirgi xıykayattardağı äwliye atanıp jürgen Qorqıt ıyslamnıñ özinen äldeqayda ülken.
Qorqıt öziniñ alğaşqı türinde — quliyelenüwşi memlekette bas qudayğa qarsı şığatın tıytandardan köne obraz, olardıñ aldındağı tıyp, ol arxaıykalıq mıyfterde tüñğış adamdardı düniyege keltiretin, alğaşqı eñbek quraldarın, muwzıka aspaptarın jasaytın, adamdarğa ot jağuwdı, kün körüwdi üyretetin ilki ata — demiywrgke, ja¬sampaz qaharmanğa uqsaydı, solarğa säykes keledi. Arxaıykalıq mıyfterdegi jasampaz qaharmannıñ «mädeniy qızmeti» joğarıda aytqanmen şektelmeydi. Ol tawdı da, köldi de jasawşı, añdar men qustardı da jaratuwşı, üydi de saluwşı, aspandı da ornatuwşı t.t. Onıñ qolınan bäri keledi: künniñ qozğaluwın da bayauwlatadı, jeldi de toqtata aladı, ottı da öşire aladı. Keyde öz maqsatına jetüw üşin ol quwlıqqa da baradı, aqıl-aylamen öz qarsılasın jeñip şığadı (15).  Osınday «mädeniy qızmet» qazaq Qorqıtınıñ da keybir is-äreketinen körinedi. Mısalı, ol ölimnen qaşıp Sırdarıyyağa kelgennen keyin jelmayasın soyıp, onıñ terisinen alğaş ret qobız jasaydı. Ajaldı özine jolatpaw üşin qobızben küy tartadı, söytip birinşi küy oylap şığaradı. Basqaşa aytqanda, Qorqıt — tuñğış qobızdı jasawşı jäne küy şığaruwşı. Al, qobızdı uzaq uwaqıt baqsılar ıyemdenip keldi. Sondıqtan olar Qorqıttı pir tutıp, «äweli baqsı piri Qorqıt ata, (16) — dep, oğan sıyınıp, kömekke şaqırğan. Qorqıt tuwralı äpsana-xıykayattar jayında pikir aytqan adamdardıñ bäri de baqsılar onı baba dep pir tutatının, onıñ birinşi şaman, yağnıy baqsılardıñ atası ekenin, qobızdı, küydi — birinşi oylap tapqanın aytadı. Mäselen, Qorqıt jay-ında soñğı kezde jazılğan eñbekterdiñ birinde bılay dep jazılğan: «Qorqıt (Xorxuwt) — qazaq mıyfologıyyasında birinşi şaman, baqsılar men abız-jırawlardıñ piri, «qobız muwzıkalıq aspabın oylap şığaruwşı. Iyslamdı qabıldağanğa deyin Qorqıt — ölmeydi dep sanalğan «Bürkit baba» obrazına jaqın täñir (munı onıñ şamandıqqa juwıqtığınan da körüwge boladı). Iyslamnıñ ornawına baylanıstı Qorqıttıñ ölimi tuwralı ayrıqşa bir mıyf pay¬da boldı»(17).
Qorqıt tuwralı folklorlıq şığarmalar, sonıñ işinde onıñ ölimge dawa izdegeni tuwralı syujet te erte kezde, dälirek aytqanda, Türik qağanatı tusında belgili bolğan jäne keyin birneşe türki xalqına jayılıp ketken dewge boladı. Başqurt, türikpen, äzirbayjan, türik, qazaq elderiniñ folklorındağı Qorqıt beynesi — osınıñ ayğağı.
Sonımen közimizdiñ jetkeni — qazaq äpsana-xıykayattarındağı Qorqıt, tüptep kelgende, qolınan kelmeytini joq zor baqsı (şaman), jasampaz qaharman ekendigi. Onıñ mädeniy qızmeti jayında el arasındağı keybir äpsanalar da bayandaydı. Mäselen, bir äpsanada Qorqıt «Monşaqtı», al ekinşi äpsanada «Dombıralı» degen jer attarın oylap tabuwşı bolıp beynelenedi(18). Munda Qorqıt belgili bir jerdiñ ne sebepti solay atalğanı tuwralı bayandaytın mekendik äpsananıñ keyipkeri bolıp körinedi, biraq, soğan qaramastan, onıñ, oyınan köne mıyftegi jasampaz qaharman — ilki atanıñ qasiyeti körinedi. Osı aytılğanğa qosımşa dälel retinde mınanı da körüwge boladı. Arxaıykalıq mıyftegi ilki ata (jasampaz qaharman) keyde öziniñ maqsatına jetüw üşin quwlıqqa da baradı, öziniñ qarsılasın aldap ta jeñedi. Munday äreket Qorqıtta da kezdesedi. Mısalı, Muxtar Omarxanulı Äwezovtiñ aytuwınşa, ekinşi bir «qazaq äñgimesi Qorqıttı Äzireyilge kezdestiredi. Äzireyil munıñ janın salıp alatın sandıq istep äkelgen. Qorqıt Äzreyilmen jawaptasıp turıp, sandıqtıñ işine Äzreyildiñ özin aldap saladı da, sandıqtı bekitip suwğa ağızıp jiberedi»(19).  Mine, munda Qorqıt köne mıyftegi öz qarsılasın aldap, sanın soqtırıp ketetin triyksterdi eske tüsiredi. Munday ädisti Qorqıttıñ ajaldan qaşqanı tuwralı äpsanadan da körüwge boladı. Mäselen, ol tüs körgen soñ ajaldı aldamaqşı bolıp, derew basqa jaqqa köşip ketedi, tipti bolmağan soñ özenniñ ortasına jayğasadı. Alayda, Qorqıttıñ bul «quwlığı» jüzege aspaydı. Demek, bul jerde obrazdıñ burınğı semantıykası özgergen, öytkeni bizge jetken şığarmalar — köne mıyf emes, onıñ äpsana-xıykayatqa aynalğan türi, al, olay bolsa, Qorqıttıñ beynesine de keyingi janrdıñ äseri bolğan. Solay bolğanmen tağı bir köñil awdaratın jayt bar.  Qorqıta aytqanda, ölimge dawa izdep jer jüzin şarlağan, Qorqıt tuwralı qazaq añızdawlarınıñ şığuw tegi men syujettik jäne semantıykalıq turğıdan taldağanda anıqtalğan närse mınaw: ölmewdiñ amalın izdegen adam tuwra¬lı syujet öte erte zamanda, ruwlıq qawım tusında neofiyttiñ saparı, nemese ulı şamannıñ o düniyege sayaxatı tuwralı äñgimeleytin arxaıykalıq qupıyya mıyf türinde payda bolğan (20).  Adamzat qoğamnıñ uzaq tariyxiy-mädeniy damuw barısında, äsirese eski quliyelenüwşi memleketter men orta ğasırdağı feodaldıq memleketter zamanında bul mıyf körkem düniyege aynalğan. Al, Qazaqstanda patrıyarxalıq-ruwlıq qawımnan birden feodaldıq qoğamğa köşken jağdayda şaman tuwralı ruwlıq mıyf özinin biraz özgeriske tüskenine qaramastan eski keybir belgilerin saqtap qalğan.. Sondıqtan onı keyingi däwirdiñ adamdarı qıyyal demey, şındıq dep qabıldağan, onıñ negizi — şın dep oylağan. Demek, Qorqıt tuwralı şığarmalar janrlıq jağınan qarağanda, añız emes, äpsana-xıykayat bolıp tabıladı. Öytkeni äpsana-xıykayatta keremettilik te boladı (biraq ol qıyyal dep tüsinilmeydi) jäne äñgimelengen oqıyğağa senüwşilik te orın tabadı. Sol sebepti keybir qazaq ğalımdarınıñ Qorqıttı VI—VIII ğasırlarda jasağan tariyxiy adam dep eseptewi tegin emes. Biraq oğız taypalarınıñ tarıyxı men mädeniyetin zerttewşiler Qorqıttıñ tariyxiy prototiypi joq dep sanaydı(21). Bizdiñ oyımızşa, M.Jıyrmüwnskıyy durıs aytadı: «Qorqıt — Orta Azıyya köşleli xalıqtarınıñ patrıyarxaldı ömiri tusındağı älewmettik jıynaqtaw türindegi xalıq añızı tuwğızğan naqtı obraz»(22). Bul obraz ölimge dawa izdew syujeti tärizdi öte köne beyne. Ol alğaşqı kezeñde Qorqıt degen esimge de iye bolmağan. Qorqıt eponiymi äldeqayda keyin, oğız ben qıpşaq taypaları bir turğan kezde payda bolğan sıyyaqtı jäne ol uwaqıtta kisi atı esebinde keñ qoldanılmağan boluw kerek. Eger bul sözdiñ etiymologıyyasına kelsek, onda onıñ «qorquw» sözine eş qatısı joq. Sözdiñ tarıyxına ünilsek, köne türki tilindegi «qor» jäne «qut» sözderine barıp tireledi. Köne türki tilinde «qor» sözi «zıyyan», «qor boldı», «japa şekti» degen mağına beredi, al «qut» — «jan», «baqıt», «ömir küşi», «ruwx» degen mände aytıladı (23).  Sol zamanda bul eki söz birigip, «qor bolğan qut», «zıyyan şekken jan», yağnıy «ölgen jan», «ölgen adam» degen mağınada aytıluwı mümkin (24), öytkeni şamandıq tüsinik boyınşa, «adamda üş qut boladı eken: jer qut, awa (kök) qut jäne ana qut. Eger ziyyankester osı üş quttıñ birin urlap äketse, äytewir qolğa tüsirse, adam öledi»(25).   Mine, osı turğıdan kelgende, qazaq Qorqıtınıñ tüs körüwi men ölüwi eş tüsindirüwdi qajet etpeydi: onıñ qutın (yağnıy janın) jawları qolğa tüsirgen. Olay bolsa, ertede «qor bolğan qut», yağnıy «ölgen jan» («adam») degen mağına bergen «qorqıt» tirkesi üwaqıt öte kele bir söz bolıp, birte-birte esimge aynalğan, söytip o düniyeni şarlaytın şaman tuwralı mıyfke şamannıñ atı bolıp engen. Qazaqstan jağdayatında bul mıyf bara-bara ıyslamnıñ äwliyesi Qorqıt jayında bayandaytın äpsana-xıykayat sıypatın qabıldağan. Äriyne, bul protsestiñ üstinde mıyftiñ köptegen köne atrıybüwttarı joğalğan, äri özgeriske tüsken, al syujettiñ özi körkem türde bayandalıp, qazaq folklorında şoqtığı biyik şığarma bolıp şıqqan. Demek, ejelgi şamandıq mıyf basqa janrğa awısıp, eski iydeyanı jaña turğıda, oğan adam men ajaldıñ, ömir men ölimniñ küresi degen tereñ fıylosofıyyalıq män bere ba¬yandaytın körkem tuwındı bolıp şıqqan.
 Ädebiyetter men eskertpeler  1. Çıykovanıy M.YA. Syujet iyşçüwşçego bessmertiyya yunoşıy v drevnem folklore iy liyteratüwre. M., 1963. 2-b.
2. Bertels E.E. Roman ob Aleksandre iy ego glavnıye versiyiy na Vostokke. M.; L., 1948.
3. Kostyuxıyn E.A. Aleksandr Makedonskıyy v liyteratuwrnoy ıy folklornoy tradiytsiyiy. M., 1972. S. 158—159.
4. Qarañız: Propp V.YA. Iystoriyçeskiye kornıy volşebnoy skazkıy. L., 1946: Aniysiymov A.F. Reliygiyya evenkov. M.; — L., 1958; Manjiygeyev İY.A. Buwryatskiye şamanıystiyçeskiye iy doşamanıystiyçeskiye termiynı. M., 1978; Mıyxaylov T.M. Iyz iystoriyiy buwryatskogo şamanıyzma. M., 1980; Novıyk E.S. Obryad ıy folklor v siybiyrskom şamanıyzme. M., 1984, t.b.
5. Velyamıynov-Zernov V.V. Pamyatnıyk s arabsko-tatarskoy nadpıysyu v Başkiyriyiy // Zapıyskiy Vostoçnogo otdeleniyya Ruwsskogo arxeologiyçeskogo obşçestva. SPb., 1889. T. 4. S. 283.
6. Djetbısbayev N. Xorxuwt Awliye // Tuwrkestanskiye vedomostıy. Taşkent, 1899. №92.
7. Spiyriydonov P.S. Odıyn iyz varıyantov legendı o Xorxüwte // Protokolı zasedanıyy iy sobşçeniyy çlenov Tuwrkestanskogo kruwjka lyubiyteley arxeologiyiy. Taşkent, 1909. T. 12. S. 18—19;Seyfüwllıyn S. Qazaq ädebiyeti /Şığ. 6 tomdıq. Almatı, 1964. 6-t. 168—169-b.; Awezov M. Mıslıy raznıx let. Alma-Ata, 1961. S.99—100; Marguwlan Ä. Qorqıt — küyşi //Iyzv.
Kaz FAN SSSR. Ser. lıyngv. 1944. №1. S. 68—85. Soniki. Qorqıt ataömiri men afsanaları // Juldız. 1983. №3. 139—166-b.; Juwbanov A. Struwnı stoletiyy. Alma-Ata, 1958. S. 230—231; Qorqıt tuwralı añız // Qazaq ertegileri. 3 tomdşç. Almatı, 1957. 1-t. 372—374-b.; Korkuwt // Kazaxskiye skazkıy. V 3-x t. Alma-Ata, 1958. T. 1. S. 237—239, t.b.
8. Meletiynskıyy EM. Poetiyka mıyfa. L., 1976. S. 215-216.
9. Potanıyn G.N. Personaj Naran-Gerel (Luwç sontsa) v stepnıx skazanıyyax // Etnografiyçeskoye obozreniye. 1892. №4. S. 88.
10. Potanıyn G.N. Tuwnguwtsko-Tiybetskaya okraıyna Kıytaya ıy Tsentarlnaya Mongolıyya. V 2-x t. SPb., 1898. T. 2. S. 122.
11. Valıyxanov Ç. Ç. Sledı şamanstva uw kıyrgiyzov // Sobr. soç. V 5-tıy t.
Alma-Ata, 1961. T. 1. S. 487.
12. Meletiynskıyy E.M. Poetiyka mıyfa… S. 217.
13. Marguwlan Ä. Qorqıt ata ömiri men afsanaları // Juldız. 1983.
№4. 122-b. Sonday-aq «suw ayağı — qurdım» degen tirkes te «o düniye» degen uğım beredi.
14. Radlov V.V. Obraztsı narodnoy liyteratuwrı tyurkskıyx plemen SPb., 1870. T. Z.S. 47.
15. Meletiynskıyy E.M. Körsetilgen eñbek. 184-b. (İlki ata — jasampaz qaharman beynesiniñ payda boluwı men aspandağı qudayğa aynaluwı tuwralı da sonda aytıladı. 178-194-b.).
16. Seyfüwllıyn S. Qazaq ädebiyeti // Şığarmalar. 6-t. 170-171-b.
17. Basıylov V.N Korkuwt // Mıyfı narodov mıyra. V 2-x t. M., 1982. T. 2. S. 5.
18. Koroglı X.G. Ogüwzskıyy geroiyçeskiyy epos. M., 1976. S. 175.
19. Äwezov M. Ertegiler. Qorqıt//Qazaq ädebiyetiniñ tarıyxı. Almatı, 1948. 90-b.
20. Qorqıt beynesiniñ arxaıykalıq mıyftegi şaman beynesimen tamırlastığın äpsana-xıykayattarda Qorqıt beyitiniñ suw jağasında boluwı, molanıñ işinde qobızdıñ ün şığarıp turuwı, t.t. şamandıqtı ustanğan xalıqtardıñ miyfi men folklorında uşırasuwı da däleldeydi. Mäselen, şamandıqtı zerttewşi N.A. Alekseyev bılay dep jazadı: «Şamandardıñ jerlenüwin söz qılğanda, olardıñ molasınan jurttıñ qorqatını, bayağıda düniyeden ötken şamandar jayında köptegen mıyfter bolatını, onda şamandardıñ osı künge deyin «oyın» kuratını jäne büwbenderdiñ dıbıs berip türatını tuwralı, sonday-aq şamannıñ qasındağı özenge suw işüwge baratını jayında aytpay ketüwge bolmaydı» (Qarañız. Alekseyev N.A.
Ranniye formı reliygiyiy tyurkoyazıçnıx narodov Siybiyriy. Novosiybiyrsk, 1980. S. 185).
21. Koroglı X.G. Körsetilgen eñbek. 185-186-b.
22. Jıyrmüwnskıyy V.M. Körsetilgen eñbek. 173-b.
23. Drevnetyurkskıyy slovar. L., 1969. S. 457-471.
24. Qazaqta «qutı qaştı» degen söz bar. Sonıñ arğı tübiri osı «Qorqıt», «qor bolğan qut» degenge däl emes pe eken?
25. Alekseyev N.A. Körsetilgen eñbek. 27-b.
                                    
Қазақ фольклорындағы Қорқыт бейнесі

Қорқыт туралы қазақ әңгіме-аңыздаулары дүние жүзінде, әсіресе Шығыста, кең тараған сюжетке құрылған. Ол — адамның ажалмен айқасы жайында: «Қорқыт бір күні түсінде көр қазып жатқан кісілерді көріп, олардан көрдің өзіне қазылып жатқанын біледі. Оянғаннан кейін ол өлімнен қашып құтылмақ болып, дүниенің төрт бұрышын аралайды. Бірақ барлық жерде өзіне көр қазып жатқан адамдарды көреді. Ажалдан қашып құтылмасына көзі жеткен Қорқыт енді жер ортасы — Сырдарияға, өзінің мекеніне кайтып келеді. Ажал кенеттен келіп қалмасын деп, ол өзеннің ортасына кілем төсеп, өзі жасаған қобызды тартып, өмір сүре береді. Бір күні әбден калжыраған ол қалғып кетеді. Сол мезетте ажал жылан түрінде келіп, оны шағып өлтіреді».
Бұл сюжет өте ерте заманда пайда болған. Мәселен, ол әзірше ең көне деп саналатын, тіпті, әйгілі «Илиада» мен «Одиссеядан» бір жарым мың жас үлкен «Гильгамеш туралы жырда» философиялық тұрғыда өлім мен өмірдің күресі, адамның ажалдан құтылу жолдарының мәселесі ретінде, көркем түрде әңгімеленген.
Орта ғасырлық феодализм тұсында адамның ажалмен айқасуы туралы сюжет ірі-ірі, көлемді әдеби шығармалар туғызды. Мысалға, «Балавардың даналығы» атты жырдың араб, грек, грузин версияларын (1), сондай-ақ Ескендір Зұлқарнайынның өлмес суды іздегені жайындағы Шығыс халықтарындағы хикаяттарды айтуға болады (2). Бұл шығармаларда көне сюжет мүлде басқа сипат алған, өйткені олардың мақсаты енді таза идеялық-эстетикалық болды, ал қаһармандары автордың немесе халықтың идеал мен жауыз туралы түсініктерін бойына сіңірді. Аталмыш әдеби ескерткіштер ел арасына кең тарап, көптеген фольклорлық шығармалар, яғни ертегілер, әпсаналар, тіпті, аңыздар да туғызды. Қазақ елінде де мұндай шығармалар болды.
Мәселен, Ескендірдің өлмес су іздегені жайындағы сюжет кітап түрінде, фольклорлық хикаяттар түрінде де ел арасында тарағаны аян. Рас, бұл хикаяттар сюжеттік-семантикалық тұрғысы жағынан ажалмен айқасқан Қорқыт туралы аңыздаулардан өзгеше. Өлмес су іздеп Зұлматқа барған Ескендір хақындағы хикаяттар көркемдігі жоғары дамыған жанрға жатады және идеялық-эстетикалық қызмет атқарады. Сол себепті де кейбір зерттеушілер бұл хикаяттарды новеллалық ертегі мен тәмсілдің аралығындағы нұсқа деп есептейді(3).
Ал өлімнен қашқан Қорқыт туралы аңыздауларға келетін болсақ, олар семантикалық мазмұны мен сюжеттік-композициялық құрылымына қарағанда, таза көркем туындылар бола алмайды. Өте кеш хатқа түскеніне карамастан, оларда әлі күнге дейін алғашқы қауымға тән мифологиялық ой-сананың, творчествоның ізі байқалады. Дәлірек айтқанда, шаманның (немесе неофиттің), тотемнің, бабаның, зиянды жынның жанын іздеген басқа әлемге сапары, я болмаса ғарышты шарлағаны туралы көне мифтің сұлбасы айқын сезіледі (4).
Бұл сөзімді қуаттайтын тағы бір нәрсе — кейінгі замандар шаңынан да көрініп тұратын әлемнің құрылысы туралы мифологиялық түсініктердің белгісі мен архаикалык мифтегі жасампаз қаһарманның кейбір қасиеттерін бойына сіңірген Қорқыттың өз образы.
Қазақ аңыздарындағы Қорқыт, мифтегі шаман мен неофит сияқты, дүниенің төрт бұрышын шарлап, ақыр аяғында өз мекеніне, Сырдария жағасына оралады. Бірақ мұндағы саяхат басқа себептерге байланысты жасалады: өлімнен құтылу үшін. Бұл себеп кейінгі дәуір адамдарының өмір мен өлім туралы түсініктері негізінде қалыптасқан. Яғни, егер алғашқы қауым адамдары өлімді адамның басқа әлемдегі өмірі, осы өмірдің жалғасы деп санаса, кейінгі заман адамдары өлім адам өмірінің жалғасы емес екенін сезе бастап, осы түсінігін фольклорға енгізген. Одан бертінгі кезеңде адамның өлмеуінің амалын іздеп, жер жүзін шарлауы — тәңірге, құдайға қарсылық ету сипатында қабылданады. Мұны құл иеленуші және феодалдық қоғамдар фольклорынан көруге болады. Ал, қазақ фольклорындағы Қорқыттың саяхаты — құл иеленуші қоғамның эпосынан да, феодализм дәуірінің ертегісінен де көне, яғни архаикалық мифтен кейінгі ста¬дия және одан кейінгі дәуірлердің фольклорына апаратын саты.
Қазақ аңыздарында Қорқыт өлімнен қашып, бүкіл космосты аралайды. Мысалы, ең алғаш хатқа түскен тексте былай делінген: «Түсінен шошынған Хорхут ажалдан құтылу үшін ертеңінде дүниенің екінші шетіне көшіп кетеді. Мұнда ол баяғы түсті тағы көреді. Таң атысымен ол тағы да жолға шығады. Не керек, әулие осылайша түсінен шошып, дүниенің төрт бұрышын түгел аралап шығады. Не істерін білмей түңілген ол жердің ортасына бармақ болады. Айтылды — бітті. Жердің ортасы Сырдың жағасы екен, қазірде Хорхуттың моласы тұрған жерде екен»(5).
Ал 1899 жылы жарық көрген әңгімеде бұл жағдай былайша   баяндалады:   «Хорхут   ертемен   өзінің желмаясына мініп алып, дүниенің бір бұрышына — батысқа (мағрибқа) сапар шегеді. Ондағы үміті — өлімнен құтылу. Хорхут желмаясын кері бұрып, дүниенің басқа бұрышына — жүнібке тартады. …Хорхут желмаясын дүниенің үшінші бұрышына — шығысқа (машриққа) бұрады… Онан шығып, дүниенің төртінші бұрышына — солтүстікке (шамалға) бет бұрады. Онда да сол өзіне мола қазып жатқан кісіге ұшырасады.
Енді оған жоғарыдан мынадай хабар келеді: «Кері қайт, ақымақ, өзің шыққан жерге бар, егер де менен құтылам десең! Сол жерде мәңгілікке тыныш табасың! Өзің бұрын тұрған мекенің — дәл жердің ортасы, басқа жерден гөрі сонда саған жақсы болады…»
Сонымен Хорхут бұрынғы жеріне, Сырдарияның жағасына оралуға мәжбүр болады. Сол жерде әзірейілге өз еркімен жанын берді»(6).
Бізге мәлім деректердің бәрінде де осылай: Қорқыт өлімнен қашып, дүниенің төрт бұрышын шарлайды, бірақ құтыла алмасын білген соң жердің ортасы деп Сырдарияға қайтып келеді (7).
Міне, осы дүниенің төрт бұрышын шарлау, жердің ортасы болуы, оның Сырдарияда орналасуы, кейіпкердің осы жер ортасына келуі және Сырдарияда тыныштық табуы, судың ортасында ұзақ уақыт өмір сүруі, оның тұңғыш қобыз жасауы, күй тартуы — осының бәрі ежелгі рулық қауым адамдарының Космос төрт бұрышты болады, оның ортасы болады, сондай-ақ Космос үлкен өзен түрінде болады, өзен бірнеше әлемді біріктіріп тұрады және өлімнің біраз нәрсесін, өмір салтын жасампаз қаһарман жасап, қалыптастырған деген өте көне мифологиялық дүниетанымы мен түсініктерінің қалдықтары, бұлыңғыр іздері.
Мифтердің поэтикасын зерттеген ғалым Е.М.Мелетинский былай деп жазады: «Тегіс жатқан горизонтальдық космос моделінде әдетте ортамен байланысы бар төрт бұрышқа, яки дүниенің төрт жағына орналасқан төрт (кейде сегіз) бағана, діңгек, немесе ағаш болады (полинезиялықтардың, сібірліктердің, америкалықтардың, африкалықтардың, үнділердің, т.б. мифтерінде).
Төрт бұрышты горизонтальды Космос моделі Кассирер айтқан әлемнің құрылысына меңзейді. Осы модель көне космогониялық мифтерден келе жатқан жер әлемдік мұхиттан (су хаосынан) көтеріліп шыққан, сол себепті ол барлық жағынан сумен қоршаулы деген түсінікке жалғасады.
Соған қоса, әлемнің әр тұсына сәйкестенген горизонтальдық бағыт белгілі бір жолдармен вертикальды Космос моделімен байланысады да, солтүстік (кейде — шығыста) — төменді, ал оңтүстік — жоғарыны білдіреді»(8).»
Мұндай жағдайда төрт бұрышты Космостың ортасы — кіндігі (жер кіндігі) болады. Ол Қорқыт жайындағы миф бойынша, Сырдария болып табылады. Ал өзгеріске аз ұшыраған архаикалық мифтерде жердің кіндігі болып Хаостың реттелген Космосқа айналуы барысында әлемдік мұхиттан бөлініп (көтеріліп) шыққан алғашқы төмпешік есептеледі. Осы орайда Г. Потаниннің Қорқытқа байланысты айтқан мына сөзін келтіруге болады: «Осы әпсана-хикаяттың, — деп жазады ол, — негізінде бір факт (мүмкін астрономиялық) жатуы ықтимал. Онымен жердің немесе мұхиттың ортасы (жердің кіндігі) туралы, сондай-ақ қозғалмайтын табыт туралы түсініктердің байланысы болуы мүмкін»(9). Өлімнен қашқан сюжеттің өте кең тарағаны жайында айта келіп, Г.Потанин бұл сюжетке бас¬қа да қырынан қарайды. Ол көп халықтың фольклорында кездесетін кейіпкерлердің табытқа ұшырасуын аталмыш сюжетке параллель деп санайды. Мысалы, ол былай деп жазады: «Святогор өзіне өлшеу үшін табыттың ішіне жа¬тады, сол кезде табыт мүлде жабылып қалады… Ақкөбелек қазылып қойған көрге тап болады, көрге сауытын тастаса дәлме-дәл келеді. Көр өзіне қазылғанын көріп, ол көрге өзі түсіп жатады да, ел оны көміп тастайды… Күні бұрын қазылып қойған көр туралы әпсана-хикаят қазақтарда Хорхутқа байланысты айтылады. Кейбір тұста ол — әулие, енді бірде — бірінші шаман»(9). Демек, адамның лажсыздығы мен өмір үшін ажалға қарсы күресі — өте кең тараған тақырып екенін, бірақ оның әр халықтың әлеуметтік-мәдени өміріне сәйкес өзгергенін және сол тұрғыдан пайдаланып, бағаланғанын көреміз. Бұл тақырып қазақ фольклорында ең алғаш шамандық тұрғыда әңгімеленген. Сондықтан да Қорқыт жайында аңыздауларда мұсылманнан бұрынғы, тіпті, алғашқы рулық қауымның мифологиялық сипаттары көп ұшырысады. Осыған дәлел — жоғарыда айтылған космостық мифтік  түсініктердің сақталуы.
Шоқан Уалиханов былай деп жазады: «Өлімнен қашудың өзі — исламда жол берілмейтін нәрсе. Бірақ ол — шамандықты ұстанатын халықтардың әпсана-хикаяттарындағы тұрақты мотивтердің бірі. Қазақ бақсыларының арасындағы қобыз тарту мен сарын айтуды үйреткен бірінші шаман Хорхут жайында әпсана-хикаят бар. Тіпті, мұсылмандықты әжептәуір қабылдаған түрікпендерде Көрғүлы аз уақытқа болса да өлімнен қашып кетеді. Шындықтан шамандық түсінік бойынша, көк тәңірдің өлім беретін билігі жазмыш деп қабылданған. Солай бола тұрса да, ертедегі адамдардың fatumнан, мұсылмандардай үрейлі Тағдырдан құтылғысы келгені тәрізді, мұнда да жұрт жазмышқа бағыну емес, қайта одан құтылуды көксеген»(11).
Шоқанның бұл сөзіне қарағанда, Қорқыттың өлімнен қашуы туралы сюжеттің төркіні көне шамандық миф қалуы ықтимал, ал толық күйінде ол шамандық мифология аясында қалыптасқан болуы керек. Оған бір дәлел ретінде Қорқыттың өлімнен қашып, Сырдарияға келуін, судың ортасында ұзақ уақыт өмір сүруін, яғни су бетінде өлімнен аз уақытқа болса да құтылуын айтуға болады. Мұның өзі космостын моделін үлкен өзен түрінде бейнелеген көне шамандық түсінікке саяды. Мәселен, осындай түсінік ша-мандықты ұстанатын халықтардың бәрінде бар. Ол тура¬лы Е.Мелетинский былай дейді: «Солтүстіктегі халықтардың шамандық мифологиясында (функциясы жағынан әлемдік ағашқа, шамандық ағаштарға жақын) шамандық өзен болады деп түсініледі, ол өзен жоғары мен төменді, аспан мен жерді байланыстырып тұрады деп есептеледі; осыған сәйкес өзеннің басы жоғары, ал аяғы — төменгі әлемге сәйкес келеді де, оның тылсым сипатын қабылдайды деп саналады. Сөйтіп өзеннің аяғы (сағасы) төменгі әлем жатқан жақты (көбінесе солтүстікті) бейнелейді деп саналады»(12). Осындай түсінікті қазақтың «Су аяғы Ер Қорқыт»(13). деген сөзінен де көруге болады. Бұл тіркесте үлкен өзен әлемнің моделі, оның басы — аспан, ортасы — жер (жердің кіндігі), аяғы — жер асты (өлілер әлемі) деген ескі шамандық түсініктің ізі жатыр. Айтпақшы, шумер эпосындағы Гигельмаш те өлімнен қашып судың сағасында, яғни о дүниеде тұратын бабасы Утнапиштиге барады ғой17. Ендеше, Қорқыттың Сырдарияда, дәлірек айтқанда — суда өлуі бұрынғы заманда суды, әсіресе оның астын және аяғын — о дүние, өлілер патшасы деп түсінген мифологиялық — шамандық санаға меңзейді18. Бақсы сарындарында «Су аяғы — ер Қорқыт» деп аталуы осыдан болса керек. Басқаша айтқанда, Қорқыттың тұрағы — өлілер әлемі ретінде қабылданатын судың сағасы. Яғни, ескі шамандық түсінік бойынша, Қорқыт өлілер әлеміне кеткен, сонда тұрып жатыр және өзіне сыйынатындарға жәрдем беріп жатыр, әсіресе бақсыларға. Бақсылар өз сарынында Қорқытқа мінәжат етіп, «өлі десем — өлі емес, тірі десем — тірі емес, Ата Қорқыт әулие»(14) , — деп, оның ерекше екенін айтады.
Осы айтылғандардың бәрі Қорқыт туралы қазақ аңыздарының сюжеті және кейіпкердің өз бейнесі стадия жағынан құл иеленушілік дәуірде туған Гильгамеш туралы ежелгі шумер эпосынан да, феодализм тұсында қалыптасқан өлмеудің амалын іздеген адам жайындағы ертегі, әпсаналардан да көне. Олай болу себебі, Қорқыт жақындағы әпсана-хикаяттар пайда болып, тіпті, хатқа түскен кездің өзінде қазақ халқы ескі рулық қауымнан мүлде қол үзе қоймаған, оның көп сипатын сақтап келген патриархалды-феодалдық қоғам болып өмір сүрген еді. Сондықтан феодализмге дейінгі қоғамдарда болған байырғы мифтер мен мифологиялық түсініктер, алуан түрлі нанымдар мен шамандық сенім өзгерген түрде болса да, феодализмге көшкен қазақ қоғамына, оның мәдениеті мен идеологиясына сіңіп, өзіндік орынға ие болған еді. Соның нәтижесінде сол шақтағы қазақ халық ижатында, бір жағынан, рулық қауымда туған архаикалық фольклордың өзгерген түрлері, екінші жағынан, феодализм қоғамына тән жаңа фольклор үлгілері қатар өмір сүріп жатты. Міне, осындай өзгеріске ұшыраған көне фольклордың ішінде Қорқыт туралы да шығармалар бар еді. Бұл шығармалар тұңғыш қобызды жасаушы, алғашқы күйді шығарушы, қобыз тартуды үйретуші және музыка таратушы, бақсылардың пірі, бабасы — бірінші шаман туралы рулық заманда пайда болған архаикалық мифтің өзгеріп, мұсылманданып кеткен сарқыншағы. Әрине, ұзақ уақыттың ішінде көне мифтердің танымастай өзгеріске ұшырағаны заңды. Мәселен, Қорқыт туралы миф қазақтардан жазылып алынған уақытта   бұрынғы   мифологиялық семантикасынан арылып, адамның ажалмен айқасын суреттейтін әпсана-хикаятқа айналған. Дәл осындай процесті ежелгі Грецияда, Римде, Египетте, Үндістанда, Қытайда болған құлиеленуші мемлекет тұсында архаикалық мифтер де басынан кешірген. Бұл мемлекеттердің мәдениеті мен идеологиясы өзінен бұрынғы рулық қауымның мәдениетін, мифтерін, бір жағынан, жойып, екінші жағынан, өзгертіп, өз мақсаттарына пайдаланған. Міне, осындай жағдайда архаикалық мифтер касиетті және құпия сипатынан айырылып, топталған, өңделген, сөйтіп, көркем дүниеге айналған. Сол себепті олардың мифологиясы біздің (яғни кейінгі заманның) ертегіміз сияқты болып көрінеді. Сондықтан антикалық мифологияда бұрынғы шаманның өлімнен қашуы өзгеріске ұшырайды, ол енді титандардың (Прометей) бас құдайға қарсы күресі болып бейнеленеді. Құдайға қарсылық Қорқыт туралы әпсана-хикаяттарда да бар, бірақ бұл кейінгі заманның әсері, яғни қазақтың мұсылманданған патриархалды-феодалдық қоғамы тұсындағы сана-сезімнің, идеология мен мәдениеттің ескі сюжетті де, образды да қайта қарауының нәтижесі. Ал шындығына келсек, қазіргі хикаяттардағы әулие атанып жүрген Қорқыт исламның өзінен әлдеқайда үлкен.
Қорқыт өзінің алғашқы түрінде — құлиеленуші мемлекетте бас құдайға қарсы шығатын титандардан көне образ, олардың алдындағы тип, ол архаикалық мифтерде түңғыш адамдарды дүниеге келтіретін, алғашқы еңбек құралдарын, музыка аспаптарын жасайтын, адамдарға от жағуды, күн көруді үйрететін ілкі ата — демиургке, жа¬сампаз қаһарманға ұқсайды, соларға сәйкес келеді. Архаикалық мифтердегі жасампаз қаһарманның «мәдени қызметі» жоғарыда айтқанмен шектелмейді. Ол тауды да, көлді де жасаушы, аңдар мен құстарды да жаратушы, үйді де салушы, аспанды да орнатушы т.т. Оның қолынан бәрі келеді: күннің қозғалуын да баяулатады, желді де тоқтата алады, отты да өшіре алады. Кейде өз мақсатына жету үшін ол қулыққа да барады, ақыл-айламен өз қарсыласын жеңіп шығады (15).
Осындай «мәдени қызмет» қазақ Қорқытының да кейбір іс-әрекетінен көрінеді. Мысалы, ол өлімнен қашып Сырдарияға келгеннен кейін желмаясын сойып, оның терісінен алғаш рет қобыз жасайды. Ажалды өзіне жолатпау үшін қобызбен күй тартады, сөйтіп бірінші күй ойлап шығарады. Басқаша айтқанда, Қорқыт — тұңғыш қобызды жасаушы және күй шығарушы. Ал, қобызды ұзақ уақыт бақсылар иемденіп келді. Сондықтан олар Қорқытты пір тұтып, «әуелі бақсы пірі Қорқыт ата, (16) — деп, оған сыйынып, көмекке шақырған. Қорқыт туралы әпсана-хикаяттар жайында пікір айтқан адамдардың бәрі де бақсылар оны баба деп пір тұтатынын, оның бірінші шаман, яғни бақсылардың атасы екенін, қобызды, күйді — бірінші ойлап тапқанын айтады. Мәселен, Қорқыт жай-ында соңғы кезде жазылған еңбектердің бірінде былай деп жазылған: «Қорқыт (Хорхут) — қазақ мифологиясында бірінші шаман, бақсылар мен абыз-жыраулардың пірі, «қобыз музыкалық аспабын ойлап шығарушы. Исламды қабылдағанға дейін Қорқыт — өлмейді деп саналған «Бүркіт баба» образына жақын тәңір (мұны оның шамандыққа жуықтығынан да көруге болады). Исламның орнауына байланысты Қорқыттың өлімі туралы айрықша бір миф пай¬да болды»(17).
Қорқыт туралы фольклорлық шығармалар, соның ішінде оның өлімге дауа іздегені туралы сюжет те ерте кезде, дәлірек айтқанда, Түрік қағанаты тұсында белгілі болған және кейін бірнеше түркі халқына жайылып кеткен деуге болады. Башқұрт, түрікпен, әзірбайжан, түрік, қазақ елдерінің фольклорындағы Қорқыт бейнесі — осының айғағы.
Сонымен көзіміздің жеткені — қазақ әпсана-хикаяттарындағы Қорқыт, түптеп келгенде, қолынан келмейтіні жоқ зор бақсы (шаман), жасампаз қаһарман екендігі. Оның мәдени қызметі жайында ел арасындағы кейбір әпсаналар да баяндайды. Мәселен, бір әпсанада Қорқыт «Моншақты», ал екінші әпсанада «Домбыралы» деген жер аттарын ойлап табушы болып бейнеленеді(18). Мұнда Қорқыт белгілі бір жердің не себепті солай аталғаны туралы баяндайтын мекендік әпсананың кейіпкері болып көрінеді, бірақ, соған қарамастан, оның, ойынан көне мифтегі жасампаз қаһарман — ілкі атаның қасиеті көрінеді. Осы айтылғанға қосымша дәлел ретінде мынаны да көруге болады. Архаикалық мифтегі ілкі ата (жасампаз қаһарман) кейде өзінің мақсатына жету үшін қулыққа да барады, өзінің қарсыласын алдап та жеңеді. Мұндай әрекет Қорқытта да кездеседі. Мысалы, Мұхтар Омарханұлы Әуезовтің айтуынша, екінші бір «қазақ әңгімесі Қорқытты Әзірейілге кездестіреді. Әзірейіл мұның жанын салып алатын сандық істеп әкелген. Қорқыт Әзрейілмен жауаптасып тұрып, сандықтың ішіне Әзрейілдің өзін алдап салады да, сандықты бекітіп суға ағызып жібереді»(19).  Міне, мұнда Қорқыт көне мифтегі өз қарсыласын алдап, санын соқтырып кететін трикстерді еске түсіреді. Мұндай әдісті Қорқыттың ажалдан қашқаны туралы әпсанадан да көруге болады. Мәселен, ол түс көрген соң ажалды алдамақшы болып, дереу басқа жаққа көшіп кетеді, тіпті болмаған соң өзеннің ортасына жайғасады. Алайда, Қорқыттың бұл «қулығы» жүзеге аспайды. Демек, бұл жерде образдың бұрынғы семантикасы өзгерген, өйткені бізге жеткен шығармалар — көне миф емес, оның әпсана-хикаятқа айналған түрі, ал, олай болса, Қорқыттың бейнесіне де кейінгі жанрдың әсері болған. Солай болғанмен тағы бір көңіл аударатын жайт бар.
Қорқыта айтқанда, өлімге дауа іздеп жер жүзін шарлаған, Қорқыт туралы қазақ аңыздауларының шығу тегі мен сюжеттік және семантикалық тұрғыдан талдағанда анықталған нәрсе мынау: өлмеудің амалын іздеген адам тура¬лы сюжет өте ерте заманда, рулық қауым тұсында неофиттің сапары, немесе ұлы шаманның о дүниеге саяхаты туралы әңгімелейтін архаикалық құпия миф түрінде пайда болған (20).
Адамзат қоғамның ұзақ тарихи-мәдени даму барысында, әсіресе ескі құлиеленуші мемлекеттер мен орта ғасырдағы феодалдық мемлекеттер заманында бұл миф көркем дүниеге айналған. Ал, Қазақстанда патриархалық-рулық қауымнан бірден феодалдық қоғамға көшкен жағдайда шаман туралы рулық миф өзінін біраз өзгеріске түскеніне қарамастан ескі кейбір белгілерін сақтап қалған.. Сондықтан оны кейінгі дәуірдің адамдары қиял демей, шындық деп қабылдаған, оның негізі — шын деп ойлаған. Демек, Қорқыт туралы шығармалар жанрлық жағынан қарағанда, аңыз емес, әпсана-хикаят болып табылады. Өйткені әпсана-хикаятта кереметтілік те болады (бірақ ол қиял деп түсінілмейді) және әңгімеленген оқиғаға сенушілік те орын табады. Сол себепті кейбір қазақ ғалымдарының Қорқытты VI—VIII ғасырларда жасаған тарихи адам деп есептеуі тегін емес. Бірақ оғыз тайпаларының тарихы мен мәдениетін зерттеушілер Қорқыттың тарихи прототипі жоқ деп санайды(21). Біздің ойымызша, М.Жирмунский дұрыс айтады: «Қорқыт — Орта Азия көшлелі халықтарының патриархалды өмірі тұсындағы әлеуметтік жинақтау түріндегі халық аңызы туғызған нақты образ»(22). Бұл образ өлімге дауа іздеу сюжеті тәрізді өте көне бейне. Ол алғашқы кезеңде Қорқыт деген есімге де ие болмаған. Қорқыт эпонимі әлдеқайда кейін, оғыз бен қыпшақ тайпалары бір тұрған кезде пайда болған сияқты және ол уақытта кісі аты есебінде кең қолданылмаған болу керек. Егер бұл сөздің этимологиясына келсек, онда оның «қорқу» сөзіне еш қатысы жоқ. Сөздің тарихына үнілсек, көне түркі тіліндегі «қор» және «құт» сөздеріне барып тіреледі. Көне түркі тілінде «қор» сөзі «зиян», «қор болды», «жапа шекті» деген мағына береді, ал «құт» — «жан», «бақыт», «өмір күші», «рух» деген мәнде айтылады (23).  Сол заманда бұл екі сөз бірігіп, «қор болған құт», «зиян шеккен жан», яғни «өлген жан», «өлген адам» деген мағынада айтылуы мүмкін (24), өйткені шамандық түсінік бойынша, «адамда үш құт болады екен: жер құт, ауа (көк) құт және ана құт. Егер зиянкестер осы үш құттың бірін ұрлап әкетсе, әйтеуір қолға түсірсе, адам өледі»(25). 
Міне, осы тұрғыдан келгенде, қазақ Қорқытының түс көруі мен өлуі еш түсіндіруді қажет етпейді: оның құтын (яғни жанын) жаулары қолға түсірген. Олай болса, ертеде «қор болған құт», яғни «өлген жан» («адам») деген мағына берген «қорқыт» тіркесі уақыт өте келе бір сөз болып, бірте-бірте есімге айналған, сөйтіп о дүниені шарлайтын шаман туралы мифке шаманның аты болып енген. Қазақстан жағдаятында бұл миф бара-бара исламның әулиесі Қорқыт жайында баяндайтын әпсана-хикаят сипатын қабылдаған. Әрине, бұл процестің үстінде мифтің көптеген көне атрибуттары жоғалған, әрі өзгеріске түскен, ал сюжеттің өзі көркем түрде баяндалып, қазақ фольклорында шоқтығы биік шығарма болып шыққан. Демек, ежелгі шамандық миф басқа жанрға ауысып, ескі идеяны жаңа тұрғыда, оған адам мен ажалдың, өмір мен өлімнің күресі деген терең философиялық мән бере ба¬яндайтын көркем туынды болып шыққан.

Пікір жазу